Sevdiğim Kadınlar' da : Rachel Brice - Estetik algısı mı? Gel Hadi Yolculuğumuzu Kutlayalım! Kimse İçin Değil Kendine Dans Et!

     




     ''Hikayenin güzelliği, sevdiğim şeye (dansa) güvenmek, diğer dansçılarla ve kadınlarla bağlantı kurmak, arkadaşlığı rekabetin önüne koymak.''


     




     Rachel Brice, onu ve ekibini izlerken bu cümleyi zaten dansıyla kuran bir göbek dansçısı ve eğitmen. O, göbek dansı denince akla gelen imgeyi benim için değiştiren kadındır. Kendine özgü tekniğiyle uygulanan koreografide, bu gösteriyi etkili kılan şey ne sıkı kurallarla inşa edilmiş bir performans ne de  genel bir ''görsel kaygı''. Sahnede kalıplaşmış ''estetik'' ya da ''güzellik'' standartlarına aldırış etmeyen her yaştan, bedenden, renkten ve uzunluktan kadın kıvrılarak, eğilip bükülerek, duyulan müziği adeta vücutlarıyla çiziyorlar. Bu noktada aslında kadın çemberinde kurulan bir ''beden olumlaması''* ve kendini özgürleştirme ayinini izliyoruz. Bu ayindeki uyum sıkı senkronizasyon zorunluluğundan değil, farklılıkların birlikteliğinden kaynaklanır. Şovu evrensel kılan sadece gördüğümüz imgeler, döngülerden ziyade müziklerin Mısır'ın iç gıcıklayan çalgılı melodilerinden, su damlaları, tıkırtılar,ziller, elektronik ve teknolojik seslerden sonra dönüp dolaşıp mehteran eşliğinde zeybek ile bitmesi. Müziğin bu kadar geniş yelpazede zamanı ve mekanı aşkın bir şekilde (hem geleneksel ve eski hem de teknolojik ve yeni sesler eşliğinde) kullanılmasından daha çok hoşuma giden şey, savaşı ve meydan okumayı çağrıştıran mehteran ve zeybek vuruşlarına kadınların kalça atmasıdır. (Bilinçli mi yapıldı bilmiyorum ama her şekilde tüylerimi diken diken etmeye yetti.)

     Tarzını ilk bakışta American Tribal Belly Dancing tarzı ile başdaştırmak mümkün olsa da Rachel Brice özgün dansını bu akımdan önce kurmaya başlamış. Dans okullarında eğitim alırken asla yeteri kadar iyi olmayacağı düşüncesiyle bir süre her şeyi bırakmış fakat kıvrımlarından takılar sarkan bir kadının kocaman kalçasını havaya kaldırıp bırakarak yaptığı göbek dansı onda tekrar bir şeyleri uyandırmış. Dans eğitimi almak için okula geri dönmüş, kendine has bir sistem oluşturmuş ve gün gün, konu konu çalışmaya başlamış. Bu süreçte de kendi tarzı oluşmuş. Göbek dansının kendi özgünlüğü de yolunu bulmasında kolaylaştırıcı etki yaratmış. 

''Bale ya da dansın diğer türlerinde olduğu gibi göbek dansında A,B,C sıralaması ya da kurallar yoktur. Biz hepimiz dans etmek için kendi yollarımızı buluyoruz.'' 

Kendisine dansın önemi sorulduğunda ise yaptığı şeyin onun için ne kadar hayati olduğunu anlıyoruz: ''Bir sürü dans formlarının arasında dansın hayat için ne kadar önemli olduğunu araştırıyorum. Çünkü kişisel olarak benim için, dans hayatımı kurtardı. Hiperaktivitem var, buna sahip olan insanlar çok fazla enerjiye sahip olur.Düzenli bir işe sahip olamazlar ve zaman yönetiminde zorlanırlar. Dans etmeseydim rahatsız olurdum. Ben zorlayıcı ve ter döktüren dans derslerinden sonra rahatlayabiliyorum. Yoga ve pilates beni dansa hazırlar ve (sonrasında) soğumamı sağlar fakat dans, bana enerjime odaklanmam ve onu yakmam konusunda yardım eden tek şey.''

Daha önce de bahsettiğim gibi, göbek dansı Rachel Brice' ı izleyene kadar aklımda erkekler için yapılan şehvet ve fantazi içerikli bir dans olarak kalmıştı. Rachel Brice ile ilgili en sevdiğim şey, şovlarını izlerken bana hissettirdiği çoğu şeyi aslında farkında olarak yapıyor olması. Dansın, dansçının, verilmek istenen mesajın, arayışta ve ihtiyacı olana (yani izleyen bana)  başarılı bir şekilde aktarılması için de belli bir bilinç oturtmuş olması gerekiyor. Anlatmak istediklerini yaşamış olması gerekiyor. 




''Göbek dansı, çoğu kadın ve bazı erkekler için beden olumlaması yapan bir dans şekli. Göbek dansının vurgusu sahip olduğun şeyi takdir etmek, kendini harici mükemmel bir ideal ile kıyaslamadan kendi gücüne vurgu yapmak.''  Dansa dönmesinde etkili olan kadına sözü getiriyor.  ''Bu yüzden gördüğüm bu kadının kendi kıvrımlarına vurgu yapması beni harekete geçirdi. O sadece kıvrımları ile iyi geçinmiyordu, onlara hareket eden takılar takıyordu ve kendi ile ilgili her şeyi seviyordu. ''Tek bir şey olmak zorundasın!'' fikri vardı ama o aklımı başımdan aldı.''


 Ayrıca yaşamda mutlu olmaya çalışırken ve  kendi yolumu bulma yolunda kimsenin ne düşündüğünü ve ne dediğini umursamamaya gayret gösteren, rekabetlerden oldum olası hoşlanmamış bana tekrar güç verdi. Şöyle ki: ''Daha büyük dünyada nelerin önemli olduğunu bilmiyorum. Ben bana ait olan küçük göbek dansı dünyamdayım. Göbek dansı yapan birçok dansçı için tanınmanın ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Ben bu konuda farklı hissediyorum. Dünyada herhangi birinin güzelliği, gücü, zafareti, zevki ve bundan gelen özgürlüğü, bu şekilde (benim algıladığım şekilde) algılamaması umdrumda değil.  Daha güçlü olmaya odaklanırsak başka söze gerek kalmayacak.... Tabii ki dünyanın geri kalanı farkederse mutlu olurum ama farketmezlerse bunu kendi dünyamda tanıdıklarımla yapmaktan da mutlu olurum.''

Farklı kadınlardan güç alan ve bana da kendimi iyi hissettiren, dansıyla keyif veren bu kadını seviyorum. Kadınlar arasındaki ''kader'' birliği mi yoksa sadece dünya görüşlerimizin aynı olması mı hepimizi yaklaştıran, dans yoluyla kelimelere gerek kalmadan ne yaptığını anlamamızı sağlayan? Sebebi ne olursa olsun bu bağın olması konuşmadan, tanışmadan anlaşmak bile güç veriyor insana. 

Son olarak saç modeli hep ilgimi çekmişti ve onun da sebebi tahmin ettiğim kişi çıktı. Sevmeyeyim de ne yapayım? 



Röportajı aşağıdadır:

https://youtu.be/j2h9aEbFgPM?t=1

* ''Beden Olumlaması'' savunduğum bir kullanım değildir. Sanatçının kendi ifadesinde yer almasından ötürü yazıda kullanmış bulunmaktayım.

Yorumlar